Merhabalar, uzun bir süredir sizlerle haberleşemedik. Bu süre içerisinde olan olayları yine yıl sonu yazımda anlatacağım inşallah. Şu aralar ortaya çıkarmak istediğim dahiyane fikirler hakkında hiç çalışmıyorum. Tembellik mi desem bir şeyler eskisi gibi değil mi desem bilemedim ama bu tembellik anında bazen kafamda şimşekler çalıyor, bu şimşekler genellikle fayda vermeyen ilim :D

Bazı anları tekrar yaşamak istersiniz değil mi? Diyelim ki ufukta güneşin batışını izlemek gibi. Ama her izlediğinizde farklı şeyler düşünürsünüz, çünkü farklı zaman dilimlerinde oraya gidersiniz. Bir önceki halinizle yeni haliniz arasında farklı olaylar yaşadığınız kesindir. O yaşamak istediğiniz eski an sadece size bir şeyler hissettirebilir, kalbiniz belki fazla atmaya başlar belki de içiniz huzurla dolar. Bu sizin isteğinizle gerçekleşmeyebilir de. Siz sıradan bir şekilde hayatınıza devam ederken öyle bir an gelir ki, koku, ses, his veya her neyse o size o duyguyu hatırlatır. Bazen düşünüyorum acaba yaşım ilerledikçe bu anları unutacak mı yoksa daha fazla hatırlayacak mıyım. Kim ne derse desin ne zaman yaşasam çok hoşuma gidiyor. 

Mesela yani repliğiyle bilinen korkusuz korkak filmini izlemişsinizdir. Film, senaryosundan film hatalarına her şeyiyle ezberlediğim bir baş yapıttı, baştan sona onlarca kez izlemişimdir. Bazı sahneleri tekrar izleyince hala komik olduğunu farkediyorum, doktorun ölen hastayı kaldırıp çöpe atın demesi gibi. Gerzek hamdinin açıklama yaptıktan sonra ayı abbasın "zaten anlasaydın adın gerzek hamdi olmazdı deve" dediği sahneye bayılıyorum. En son izlediğimde filmdeki ekonominin günümüzdekine benzediğini gördüm :D tuvaletler 3/4 ₺ olmuş o zaman küçük büyük ayrımı varmış (anladınız siz) o da enteresan, filmin 1979 yılında çekildiğini düşünürsek tam 44 yıl olmuş. Yani filmi izlerken 44 yıl önceki ekonomik enflasyona denk geldiğimizi farkettim. Bi araştırma yaptım o zaman neler ne kadarmış diye. İstanbul boğazında bir gemi kazası olmuş ve bir ay yangın sönmemiş. Hatta bu yangını filmde bir sahnede görüyorsunuz. Mülayim hemşire kızla konuşurken kiralık katilin kim olduğunu bulmaya çalışıyorlar tam o sırada sahne Mülayime döndüğünde arkada büyük bir yangının olduğunu ve havaya inanılmaz derecede dumanların yükseldiğini görebiliyorsunuz. Bir başka sahnede devalüasyon olduğundan bahsediyor hakikaten de 11 Haziran 1979'da IMF'nin sıkıştırmasından dolayı devalüasyon yapılmış. Mülayim patronuna haraç kesenleri yakalayınca "IMF mi oldunuz develer?" demesi de filmde Türkiyedeki olaylardan bahsedilmiş olduğunu gösteriyor. Keza Mülayime piyango çıkınca 4 milyon lira kazanmış oluyor 2023 ekonomik şartlarında 4 milyon lira en azından bir ev almak için yeterli, ama Mülayim aynı zamanda 2 milyon lira kredi çekerek toplam 6 milyon lirayla şehrin kalabalık bir yerinde tuvalet açmak için kullanıyor. Yani 6 milyon lira ile hakikaten 2023 yılında yapılabilecek bir inşaat maliyetine benziyor. Filmin tahminlerime göre Kasım 1979'da çekildiğini düşünüyorum çünkü haziran ayında olan devalüasyon'dan bahsedilmiş olmazdı. BBC'nin 1979'da çektiği kısa bir video da 2023 şartlarındaki Türkiyeye benzer bir hale benziyor.

Kısacası zaman tekerrür eder derler ya tam da öyle bir durum benim yaşadığım olaylar. Bu filmi izlememiş olsaydım acaba bu blog'u yazar mıydım bilmiyorum. Film öyle bir şeyler hatırlattı ki bana eskiden ne kadar çabaladığımı ne kadar çok çalıştığımı. İnsanlarla olan muhabbetim ve onlarla vardığımız sonuçlar, lise yıllarımda özendiğim insanlar. Eskiden sevdiğim idolüm olanların şu anda düşmanım olması gibi. Tonlarca şeyler hatırladım bir anda. 2016 yılında bi ara maaşım 1500 lira olmuştu o zaman bana o para nedense değerli geliyordu 120 bin liraya ev alınabiliyordu. Kısaca 7 yıl çalışınca bir evi alabilirmişim, 2023 yılında buna mukabil bir maaş almış olsam yani 20 bin lira gibi yine aynı durumla karşılaşıyorum (en ucuz evin 1.4 milyon lira olduğunu varsayarsam). Yani ilerledik mi geriledik mi kestiremedim, o zaman yapmak istediğim şeyleri hala yapmak istiyorum ve 7 yıl geçmesine rağmen hala ortada bir şey yok.

Hep eski şeylerden dem vuruyorum yeni teknoloji su gibi akıp gidiyor, yıl olmuş 2023 bana hala framework övüyorlar çıldırıyorum. Sevgili dostlarım size ömründen 7 yıl geçmesine rağmen hala hayallerinden vazgeçmemiş birisi olarak değil, ömründen 7 yılı yanlış fikirler ardından koşarak tüketmiş bir insan olarak konuşuyorum. Ortada henüz fol yok yumurta yok her şeyi düşüne düşüne kafayı yemeye gerek yokmuş ben bunu anladım. Pişmanlıklarımı anlattığım bir vlog'umda aslında iyi bir çevre edinemediğimden bahsettim. Hakikaten hadi gelin abi oturalım ve bu işi bitirelim diye bir müteşebbis içerisine girmiş değilim çünkü güvenebileceğim ve yarı yolda bırakmayacağını düşündüğüm bir arkadaşım kalmamış. Hepsi gitmişler dünyanın sorumluluklarını sırtlarına yüklenmişler sanki bir şey değişecekmiş gibi. Ben değiştiremedim umarım siz 7 yıl geçirmeden değiştirebilirsiniz :D

Ne sitem ediyorum ne de sizleri üzmeye çalışıyorum, şu an kendimi bir şeyler ortaya çıkarmak için motive edemiyorum. Gençken gelen para kazanma içgüdüsü insanı o kocaman köle zincirine bağlıyor. Siz uluslararası kendini ispatlamış bir şirkette milyon dolarlık katma değer sağlıyorsunuz ve maaşınız 7 yıl sonra ev almak için yeterli geliyor hahahaha. Hadi 2 yıla düşsün hahahahha. Kariyerime bir 2 yıl daha ev almak için çalıştığımı mı yazmalıyım acaba :) Şu an küçümsediğim şeyler ömrümüzü ne için harcıyoruz o. Şöyle kanatlarınızı takın ve biraz yukarılara çıkın patronunuz yerine koyun kendinizi, ama öyle hemen düşünmeyin bir hafta o adam gibi olun. Her boş anınızda onun fikirlerini düşünün, o adamın da bir şeyler yapamadığını göreceksiniz. Artık ordan uçma vakti geldi mesela biraz daha uçup devlet başkanıvari birisi olun, milletvekili, belediye başkanı gibi. Yine bir şeyler olmuyor gibi değil mi.. Aslında bunlar paranın ne kadar anlamsız bir şey olduğunu gözler önüne seriyor.

Mesela o kanatları takıp bilim için uğraştığınızı düşünelim işte o zaman daha mantıklı oluyor her şey. İşte aradığım şey bu.... kendimi motive edecek şeyi buldum. Blogu yazmadan önce motivasyon kaynağı arıyordum kendime hakikaten. İnanın şu satırı yazdığımda daha fazla anlam kazandı benim için çalışmalarım. Ve inanıyorum ki ömrüm bir bilim ve bilinmezliğin açığa çıkarılması için geçmediği sürece boşuna uğraşmış olacağım. Para kazanmanın verdiği kölelik sihrini yok edecek başka bir şey bu... aradığım cevap

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendiniz bilmezsin
Ya nice okumaktır

~ Yunus Emre